17 Haziran 2010 Perşembe

Başka Dilde Aşk


Son zamanlarda izlediğim en güzel Türk filmi..Artık Türk filmi olarak güzel şeyler çıkmıyor ya cıvık ve küfür üzerinden giden komediler ya da mankenlerin oynadığı gişe kaygılı filmler yapılmaya başlandı..Bu tip filmlerin içinde son zamanlarda güneş gibi doğan iki film var: Başka Dilde Aşk ve Vavien..

Başka Dilde Aşk muhteşem oyunculukların yanı sıra insanı hayatı sorgulamaya zorluyor..Filmi izleyen birinin kendine soracağı ilk soru ben yapar mıydım sorusu..Zeynep(Saadet Işıl Aksoy) aşık olduğu adam için işaret dili öğrenmeye çalışıyor,karşısındaki insanın kusurlarını çok önemsemeden aşkını yaşıyor sadece..Onur(Mert Fırat) ise zamanında babasının kendisinin konuşmaya çalışırken çıkardığı seslerden utandığını bildiği için artık konuşmaya çabalamıyor bile ama o da Zeynep için her şeyi yapmaya hazır..Aileleri karşı çıkıyor..Zeynep'in ailesi biz senden neyi esirgedik ki sen tam olmayan bir adamla birliktesin diyor..O an ne kadar tam olduğumu sorguladım..Evet duyabiliyorum,konuşabiliyorum,yürüyebiliyorum,zekam belirli bir düzeyde ama tam değilim ve tam olmak nedir hiç bilmiyorum..

Filmin bana göre en güzel sahnesi sonda Onur ve Zeynep'in aynı evde ağlamasıydı ama Onur Zeynep'in ağladığını görmedi ve duymadı..Filmin sonu Mor Ve Ötesi ile geliyor..Ayıp olmaz mı?? Bu film için daha güzel bir şarkı seçilemezdi..

Filmin en büyük kazancı ise Louis Aragon'un nefis şiiri bu yazıyı o şiirle bitirmek gerekir bence..

Sana büyük bir sır söyleyeceğim korkuyorum senden
Korkuyorum yanın sıra gidenden pencerelere doğru akşam üzeri
El kol oynatışından söylenmeyen sözlerden
Korkuyorum hızlı ve yavaş zamandan korkuyorum senden

Sana büyük bir sır söyleyeceğim kapat kapıları
Ölmek daha kolaydır sevmekten
Bundandır işte benim yaşama katlanmam
Sevgilim

0 yorum:

Yorum Gönder